Vergide Ücrette Adalet İstiyoruz

Vergide Ücrette Adalet İstiyoruz

Vergide Ücrette Adalet İstiyoruz
25 Şubat 2021 - 17:31
Zonguldak Vergi Dairesi önünde basın açıklaması yapan Büro Emekçileri Zonguldak Şubesi adına konuşan Şube Başkanı Hayri Anıl Çetin, Pandesi sürecinin fırsat aracına dönüştüğünü iddia ederek şu ifadelere yer verdi;  “Tarihler değişse de her yıl Şubat ve Mart aylarına denk gelen günlerde yıllardır “Vergi Haftası” adı altında Maliye Bakanlığı tarafından değişik eylem ve etkinler yapılıyor. Bu senede 22-28 Şubat tarihlerine denk gelen hafta Vergi Haftası olarak kutlanacak.

 

Sendikamız BES, Tüm Maliye Sen sürecinden bu yana resmi kutlamalara karşı mesafeli olmuş, bu haftanın ülkemizdeki vergi sisteminin sorunlarının tartışıldığı ve adil bir vergi sistemi için tarafların bir araya geldiği demokratik bir platform olması gerektiğini savunmuştur.

 

Yine bu haftayı maliye emekçilerinin sorunları ve taleplerinin yanı sıra Maliye Bakanlığının demokratikleşmesi için bir mücadele zemini olarak görmüş, görmeye de devam etmektedir.  Pandemi süreci siyasal iktidarın fırsat aracına dönüşmüş durumda. Yalnızca bir kişiden tüm dünyaya yayılan, Covid-19 virüsünün tüm insanlığı tehdit ettiği bu süreç, dünyanın ne kadar küçük olduğunu gözler önüne sererken, kapitalist sistemin gerçek yüzünü göstermeye devam etmektedir.

 

Kapitalist sistemin ve neoliberalizmin yarattığı tüm çelişkiler çok daha net görünmektedir. Pandemiyi yaratan, aşırı kar uğruna doğayı, bir bütün olarak tüm yaşamı yok eden, sömürü aracı olarak kullanan kapitalizmin aşırı kar hırsı olduğu açıktır. Dolayısıyla çözümü de bu sistemden beklememek gerekir. Sağlık ve sosyal güvenlik sisteminin piyasalaşmasının ortaya çıkardığı eşitsizlikler tüm çarpıklığı ile ortaya çıkmışken, pandemiye karşı mücadelede belki de tek araç olan aşının üretim ve dağıtım süreçlerindeki yaşanan eşitsizliği insanlar canıyla ödemek zorunda kalıyor.

 

Bu süreçte, dünyanın birçok ülkesinde açlık, işsizlik, yoksulluk akıl almaz boyutta artarak devam ediyor. Özellikle emekçiler ölüm ve açlık arasında tercihe zorlanıyor. Her gün geçinemeyen yurttaşların intihar haberlerine uyanıyoruz. Kadına yönelik şiddet, kadının ev içi ve bakım emeği, kadın işsizliği ve yoksulluğu hiç olmadığı kadar artmış durumdadır. Kadınlar ise sokaklardan vazgeçmeden mücadeleye devam etmiştir. Yine işçi direnişleri her geçen gün çoğalmaktadır.

 

Pandemiyi fırsata çeviren siyasal iktidarın otoriter uygulamaları ve baskıları artmaktadır. Mevcut gidişata itiraz eden kim varsa baskıyla sindirilmeye çalışılmaktadır. BES olarak bizler de, büro emekçilerinin bu süreçte de artarak devam eden sorunlarının ve çözüm yollarının takipçisi olduk, olmaya devam ediyoruz.

 

Biliyor ve inanıyoruz ki, sağlığımızı, yaşamlarımızı hiçe sayan bu sisteme karşı ancak bizler, yaşamlarımıza, emeğimize sahip çıkarsak ve mücadele edersek bir çıkış bulabiliriz. Vergi haftasını yalanlar haftasına dönüştürülmesini kabul etmiyoruz. Bu yıl vergi haftası bir yıldır devam eden pandemi sürecinde kutlanacak.

 

Yıllardır ödedikleri verginin karşılığını pandemi sürecinde dahi alamayan milyonlarca yurttaşımıza verginin, kalkınmanın temeli olduğundan, vergi bilincinden bahsedilecek. 

Bir defaya mahsus 1000 TL pandemi sosyal desteği alan milyonlarca aileye, kısmi çalışma ödeneğine mahkûm edilen milyonlarca işçiye, iş bulamadığı için KYK ve GSS borcunu ödeyemeyen milyonlarca gencimize, ödeyemediği borçları yüzünden icralık olan milyonlarca yurttaşımıza, işsizlere, iş bulmaktan umudunu kestiği için işsiz bile sayılmayan milyonlara, bir yıldır kepenk açamayan esnafa, ürünü tarlada kalan çiftçiye, emeklilikte yaşa takılanlara, aybaşını getiremeyene, kamu emekçilerine vergi bilinci anlatılacak.

 

Pandemi sürecinde, anayasal hak olduğu halde vergisel yükümlülükler için mücbir sebep ilan edemeyenler, esnafı çiftçiyi, emekçiyi borç batağına sokanlar, sermayedarlara çıkarttıkları istisna ve muafiyetlere her gün bir yenisini ekleyenler vergi haftasında vergi bilincinden bahsedecekler.

 

Toplanan vergilerin lükse, şatafata, faize, savaş politikalarına, geçmediğimiz köprülere, kullanmadığımız yollara harcandığı, eğitime ve sağlığa bile cebimizden para harcadığımız ve neredeyse tüm kamusal hizmetlerin paralı hale geldiği bir süreçte verginin tanımı tartışmalı hale gelmiştir.” şeklinde konuştu.

 

“MALİYE HİZMETLERİNİN BÜTÜNLEŞTİRİLMESİNE DÖNÜK ADIM ATILMALIDIR”

 

“Bütçe hazırlama yetkisinin bile elinden alındığı bakanlığın her geçen gün işlevi azalmaktadır.” diyen Çetin açıklamasına şu şekilde devam etti;  “Maliye ve Gümrük Bakanlığından, Maliye Bakanlığına, Gelir İdaresi Başkanlığının kurulması ile birlikte gelir ve gider birimlerinin ayrıştırılmasına, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığına geçiş ve ardından Milli Emlak Genel Müdürlüğünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, TÜİK’in Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlanması, Milli Piyango İdaresinin özelleştirilmesi vb. artık Maliye Emekçilerinin bile takip etmekte zorlandığı yapısal değişimlerin bir türlü sonu gelmemektedir.

 

Yapısal olarak en fazla değişim gösteren bakanlığın Maliye Bakanlığı olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Bütçe hazırlama yetkisinin bile elinden alındığı bakanlığın her geçen gün işlevi azalmaktadır. Bu hengâme arasında maliye emekçilerinin sorunlarına her geçen gün bir yenisi eklenmektedir. Yaşanan tüm yapısal değişimlerin bakanlığı bir arpa boyu bile ilerletmediği ortadadır.

 

Maliye Bakanlığını yap-boz tahtasına çeviren bu anlayışa biran önce son verilmeli bakanlık Maliye Emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı bir anlayışla yeniden yapılandırılmalıdır. Maliye Emekçilerinin ve maliye hizmetlerinin bütünleştirilmesine dönük adım atılmalıdır.”

 

“ZAMAN GEÇMEDEN KARŞILANMALIDIR!”

Çetin, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Bakanlık’ta aidiyet ve üst kimlik oluşması için maliye hizmetleri sınıfı oluşturulsun, ek gösterge adaletsizliğine son verilsin. Kurum içi özel sınavlar periyodik hale getirilsin, herkesin kadrosunda çalışması sağlansın. Uzman kadroların görev tanımı yapılsın, başta inceleme yetkisi bu tanım içerisinde yer alsın. Bakanlıkta merkez/taşra ayrımına son verilsin.

 

 Bakanlık bünyesinde yapılan sınavlarda mülakat uygulamasına son verilsin. Maliye Emekçileri arasında ücret adaletsizliğine son verilsin. Anayasa'da yer alan vergilendirme ilkeleri, başta eşitlik ve adalet olmak üzere hayata geçirilsin, herkesten ödeme gücüne göre vergi alınsın.  Emekçiler için nasıl gelir vergisi tarifesi uygulanıyorsa 1 milyon TL üzerinde serveti olanlar için artan oranlı servet vergisi tarifesi uygulansın.

 

Her yurttaşımız, zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir temel gelire kavuşturulsun. Gelir dağılımı adaletsizliğinin nedenlerinden biri olan dolaylı vergi uygulaması sınırlandırılsın. Emekçilerin maaşlarında açlık sınırı rakamları vergiden muaf tutulsun, yoksulluk sınırı rakamları en alt vergi diliminden vergilendirilsin, alt dilim yüzde 10 oranına çekilsin.  Gençlerimizin KYK borçları silinsin, öğrencilere kredi değil burs verilsin.

 

 Vergilerimiz pandemi ile etkin mücadele için harcansın. Zorda kalan küçük esnaf için pandemi mücbir sebep ilan edilsin, kapatılan işyerlerinde çalışırken mağdur olan emekçilerin kayıpları karşılansın.

 

Toplanan vergiler savaşa, sermayeye, ranta, güvenlikçi politikalara, lükse, şatafata değil halk için kullanılmalıdır! Sermayedarlara cenneti emekçilere cehennemi yaşatan vergi adaletsizliğine artık yeter diyor, vergide adalet istiyoruz.” dedi. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum